Ahhh dostlar
Belki hepimizin beyni son günlerde sürekli olarak ‘robotlar’, ‘yapay zeka’, ‘otomasyon’ gibi kelimeler etrafında dolanıyor. Kendi adıma konuşursam, ben bu diyardan çoktan yol aldım ve masamdaki dağınıklığı bir kenara bırakarak, bu dünyada sürekli olarak sayıkladığımız ‘robotlar’ kelimesini bir sıfır yenerek RPA (Robotic Process Automation) denilen bir arazide dolaşıyorum artık. Hem de o dağınıklığın, iş süreçlerinin otomatizasyonundaki yıkıcı ve muhteşem etkilerini görebilmek için. Kulağa tatsız ve aşırı teknik bir terim gibi gelebilir belki ama emin olun, birlikte bu diyarı gezerken o kadar eğleneceğiz ki…
RPA Ne Demek?
RPA, teknik ve ağır bir jargon gibi gözüken Robotic Process Automation’ın baş harflerinden oluşan bir kısaltma. Robotik ve süreç otomasyonu kelimelerini bir araya getirdiğimizde bir ofiste tüm rutin işlerinizi sizin yerinize otomatik bir şekilde tamamlama süper gücüne sahip bir kahraman hayal edin. İşte bu kahraman o kadar da korkutucu değil aslında. RPA, genellikle tekrar söylenmeyi seven ve belirli bir çerçeve içerisinde hareket eden süreçleri otomatik hale getirir. Bu sayede siz ve ekip arkadaşlarınızın daha karmaşık ve yaratıcı süreçlere odaklanma fırsatı bulabilir.
Kullanım Alanları ve Örnekler
Yeterince tanımladık, gelin biraz örneklerle süsleyelim. Düşünün ki bir İnsan Kaynakları çalışanısınız ve yeni bir çalışan arayışındasınız. Muhtemelen gelen yüzlerce özgeçmişi kendiniz okuyup, başvuran kişilerin belirlenen kriterlere uymasını umuyorsunuz. Peki ya bunu yerinize yapabilecek bir robotunuz olsa? Evet, işte burada devreye RPA giriyor. Saniyeler içerisinde belirlediğiniz tüm kriterlere uyan, ideal çalışanı bulabilecek bir mucize gibi.
Havayı karartmayalım, bir örnek de uygulamadan gidelim. Sahip olduğunuz bir süper robot ile hava durumunu otomatikleştirebilir ve hiç rahatsızlık duymadan raporları direkt patronunuza iletmesini sağlayabilirsiniz. İşte bu sayede size kahraman diyebilirim.
Yorumlar, Artılar ve Eksiler
Kendinizi sorgulayabilirsiniz, ya da endişelenebilirsiniz. Evet, RPA’nın da kendine göre dezavantajları bulunuyor. Örneğin, her işin RPA ile otomatikleştirilmesi ne yazık ki mümkün olmayabilir. Özellikle duygusal zeka ve karar verme yeteneği gerektiren durumlar için robotlar henüz yeterli olmayabilir. Ancak RPA’nın sunduğu avantajları da elbette göz ardı etmeyelim. Süreçler daha hızlı ve hatasız, verimlilik ve etkinlik daha yüksek, tekrar eden işlerden sıkılıp yorulmayacak bir robot elde ediyoruz.
Sonuç: Kimler için Uygun?
Geniş çaplı ve işlem hacmi yoğun olan kuruluşlar için RPA adeta manadan düşme bir nimet olabilir. Ayrıca, iş süreçlerini devamlı ve tekrar eden bir şekilde yürütmekte olan işletmeler için de RPA özellikle tatmin edici olabilir. Ancak küçük ölçekli işletmeler için durum biraz daha farklı olabilir. Bazı durumlarda, sürecin otomatikleştirilmesi bile elle yapılan işlerin maliyetini aşabilir. Daha basit bir deyişle, her zaman “her şeyi otomatize etmeliyiz” düşüncesi ile hareket etmek doğru olmayabilir.
Belki bir gün, belki birkaç yıl içinde bir ofisteki herkesin bir RPA robotu olacak. Ve belki o robotlar tüm rutin ve sıkıcı işleri yapacak. Hala kendinizi işler içinde boğulmuş hissediyorsanız, belki şu an olduğunuz yerden çok daha ötesinde bir yerdesiniz. Ve belki de orada, RPA ile tanışacaksınız… Sonuç itibarıyla, hayatımızı kolaylaştıran, ritmimizi ve verimliliğimizi arttıran bu küçük yardımcıları küçümsemeyi bir yana, kucaklamalı ve onları daha da yaygın hale getirmeliyiz. İşte tam da bu noktada işin eğlenceli kısmı başlıyor. Çünkü sizin ve benim gibi sıradan insanlar, tıpkı RPA gibi teknolojileri kullanarak hayatları sadeleştirebilir ve daha da verimli hale getirebiliriz. Çayınızı kendi yapan bir robot, neden olmasın?